DOLAR 35,7664 0.04%
EURO 37,3962 -0.38%
ALTIN 3.150,680,01
BITCOIN 3641211-0,73%
İstanbul
11°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Haber Editörü

Haber Editörü

27 Ocak 2025 Pazartesi

YÖM Okulları’nın öğrencileri, matematik olimpiyatlarından 11 altın madalyayla döndü

YÖM Okulları’nın öğrencileri, matematik olimpiyatlarından 11 altın madalyayla döndü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

SOF Uluslararası Matematik Olimpiyatları’nda ülkemizi temsil eden YÖM Okulları’nın 11 ortaokul öğrencisi, dünya sıralamasında ilk 300’ün içinde yer alarak Altın Mükemmellik Madalyası almaya hak kazandı.

 

İSTANBUL Dünya genelinde 72 ülkeden binlerce öğrencinin katıldığı Science Olympiad Foundation (SOF) – Uluslararası Matematik Olimpiyatları’nda ülkemizi temsil eden Yenilikçi Öğrenme Okulları’nın (YÖM Okulları) öğrencileri başarıya imza attı. Sınava katılan 11 ortaokulu öğrencisi, sıralamada ilk 300’ün içinde yer alarak Altın Mükemmellik Madalyası (Gold Medal of Excellence) almaya hak kazandı.

 

SOF Uluslararası Matematik Olimpiyatları’nda altın madalya kazanan öğrenciler, YÖM Okulları’nın İstanbul, Ankara ve İzmir’deki yerleşkelerinde eğitim alıyor. Öğrenciler YÖM Ataşehir Ortaokulu’ndan Ozan Beyenirsoy, Ferah Keskin, Asya Polat, Rüya Ünkap, Damla Akteke, Ali Aras Ün, Çiçek Temiztaş; YÖM Güzelbahçe Ortaokulu’ndan Çağan Sur Akdoğan, Pınar Akdoğan, Elif Kocabaş ve YÖM Ankara Ortaokulu’ndan Mira Sağıçımak’tan oluşuyor.

M Okulları’nın başarısı, 4 ana bileşen üstünde temelleniyor

 

YÖM Okulları, Uluslararası Matematik Olimpiyatları’ndaki başarısını 4 bileşenden oluşturduğu eğitim anlayışıyla destekliyor. Bu bileşenler, ana dil, yabancı dil, bilim ve matematik okuryazarlığı şeklinde sıralanıyor. Ayrıca öğrencilerin İngilizce sınavını kolaylıkla yapması, okuldaki eğitim dilinin Türkçe olmasına rağmen, yoğunlaştırılmış yabancı dil müfredatının ve katıldığı programların başarısını da ortaya koyuyor. Söz konusu programlar arasında California Language Academy işbirliğiyle Let’s Talk programı kapsamında, okul dışında ana dili İngilizce olan öğretmenlerle canlı derslere katıldıkları etkinlikler yer alıyor.

 

Beceri odaklı eğitim ve dengeli akademik müfredat ile ilerliyor

 

Öğrencilerinin Uluslararası Matematik Olimpiyatları’nda elde ettiği başarının ezbere dayalı sınav sistemi algısının ne kadar sorunlu olduğunu kanıtladığını söyleyen YÖM Okulları Genel Müdürü Göknur Karlı, “Çocuklarımızın sadece notlarla değil, aynı zamanda hayatla başa çıkabilecek donanımlı bireyler olarak yetişmelerini hedefliyoruz. Dengeli bir akademik müfredatın yanı sıra, Beceri Odaklı YÖM Eğitim Programı sayesinde, sosyal ve duygusal gelişimlerini de destekliyoruz. Böylece, geleceğin başarılı ve mutlu bireyleri olmaları için sağlam bir temel atıyoruz” ifadelerini kullandı.

YÖM Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Altuntaş ise eğitimin yalnızca bireyleri geleceğe hazırlamak değil, aynı zamanda toplumsal gelişimin anahtarı olduğunu vurgulayarak, “Geleceğin dünyasında rekabet edebilecek nesiller yetiştirmek istiyorsak, eğitim sistemimizi yenilikçi bir bakış açısıyla şekillendirmemiz gerekiyor. Bunun temelinde ise nitelikli eğitimciler, işini severek yapan bir ekip ve çağın gereksinimlerine uygun eğitim modelleri yer alıyor. YÖM Okulları olarak, bu hedef doğrultusunda hem öğrencilerimize hem de öğretmenlerimize ilham veren bir ortam oluşturmayı önceliğimiz haline getirdik” dedi.

Devamını Oku

Z kuşağı, garip sessizliklerden daha çok rahatsız oluyor

Z kuşağı, garip sessizliklerden daha çok rahatsız oluyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Güncel bir araştırma, küresel literatüre “awkward silence” olarak giren garip sessizlik kavramını mercek altına aldı. Rapor, Türklerin en çok yöneticileriyle garip sessizlik yaşamaktan çekindiğini gösterirken, Türklerin sessizliğe tahammülünün ortalama 6,6 saniye olduğu ortaya çıktı.

 

İSTANBUL Bir konuşma esnasında, diyalogun ritmini bozan ve uzayan sessizlikleri tanımlamak için kullanılan, literatüre “awkward silence” olarak geçen garip sessizlik durumları, online İngilizce özel ders platformu Preply’nin son araştırmasında mercek altına alındı. Aralarında Türkiye’nin de olduğu 21 ülkede 26.719 katılımcıyla gerçekleştirilen araştırma, sessizliklerin küresel bir fenomen olduğunu ve avcı-toplayıcı toplumlara kadar uzandığını vurguladı.

 

Sosyal bilimci Ty Tashiro’nun kitabına verilen bir referansla, konuşma esnasında yaşanan belirsizlik anlarının beynin ‘kaç ya da savaş’ mekanizmasını kontrol eden amigdala bölümünü uyardığını belirten araştırmacılar, farklı dilleri konuşan ve kültürleri paylaşan farklı toplumların sessizlik anlarına tahammül sürelerini, hangi durumlarda yaşanan sessizliklerin daha fazla rahatsızlık verdiğini ortaya koydu.

Türkler yöneticilerle yaşanan garip sessizliklerden çekiniyor

 

Brezilya’da ortalama 5,5 saniyelik bir sessizliğin huzursuzluk yarattığını gösteren araştırma, aynı sürenin Tayland’da 8,1 saniyeye kadar uzadığını, küresel ortalamanın ise 6,8 saniye olduğunu keşfetti. Araştırma yazarları, Türkiye’deki katılımcıların bir sessizlik anının 6,8 saniyeden sonra garipleşmeye başladığını düşündüğünü vurgularken, Türklerin en çok işyerlerinde yöneticilerle yaşadıkları garip sessizlik anlarından rahatsızlık duyduğunu tespit etti. Online İngilizce kursu başta olmak üzere onlarca dilde 50 bini aşkın yabancı dil öğretmenini tek platformda buluşturan Preply’nin blogunda yayımlanan kapsamlı araştırma, 16-24 yaş aralığını kapsayan Z kuşağı bireylerinin herhangi bir durumda yaşanan belirsiz sessizlik anlarından en fazla rahatsızlık duyan kuşak olduğunu da tespit etti. Garip sessizliklerin kabul edilmeme ve topluluktan dışlanma korkusuyla ilişkisine dikkat çekilen ve bu hissin yaş ilerledikçe azaldığına değinilen araştırmada, 55 yaş ve üzerini tanımlayan Baby Boomer kuşağının sessizlik anlarından en az huzursuzluk duyan kesim olduğu da belirtildi.

 

İlk buluşmalar ve topluluk önünde konuşma başı çekiyor

 

Normal konuşma ritminde bir nefeslik sürenin yarım saniyeye karşılık geldiğini ve bu duraksama anları uzadıkça etkileşimin taraflarının gerginliklerinin arttığını hatırlatan araştırma, Türkiye’den 1.001 katılımcının verdiği yanıtlardan hareketle Türklerin en çok zorlandığı garip sessizlik anlarını da listeledi. Buna göre ilk buluşmalar, cinsiyet ve tüm yaş kırılımlarında %38’lik rahatsızlık oranıyla başı çekerken, ilk buluşmaları %35’lik oranla topluluk önünde konuşma ve %30,7 oranla partnerle önemli bir konuda tartışma izledi.

 

Yabancılarla gündelik sohbetlerin ve asansör gibi dar alanlarda yaşanan sessiz anların da Türk toplumunun ortak gerginlik sebepleri arasında yer aldığını vurgulayan araştırma, Z kuşağının ilk buluşmalardan, cenazelerden ve topluluk önündeki sessizliklerden rahatsızlık duyduğunu; Baby Boomer kuşağının ise en çok topluluk önünde konuşurken yaşanan sessizliklerle paniğe kapıldıklarını buldu.

 

Yaratıcı çözümler: İltifat, soru sormak, dolgu kelimeler

 

50 bini aşkın dil öğretmeniyle amaca yönelik online yabancı dil kursları sunan Preply tarafından hazırlanan araştırma, Türkiye ve dünyadan sonuçların derlendiği bölümlerin ardından, garip sessizlik durumlarını sona erdirmeye yardımcı olabilecek tavsiyelerle sona erdi. Araştırma, kendisini bir garip sessizlik anında bulan katılımcıların her iki tarafın gerginliğini yatıştırmak için iltifat etmek, hikâyesi olabilecek sorular sormak ve dolgu kelimelerle konu değiştirmek gibi

 

yöntemleri tercih edebileceğini vurguladı. Preply, bu araştırmayla dil ve kültür ilişkisine yönelik araştırmalarına bir yenisini eklerken, dil öğrenmenin yalnızca gramerden ibaret olmadığını, gündelik dil öğreniminin dili ritmiyle ve kültürüyle öğrenmek açısından da önem taşıdığının altını çizdi. Tamamına Preply Blog’dan erişilebilen araştırma, yabancı dil konuşma baskısı altında bu sessizliklerin daha da garip bir hal alabileceğini hatırlatırken bu durumların olağan ve insana özgü olduğu vurgusuyla katılımcıları yeni bir dil öğrenme konusunda cesaretlendirmeyi amaçladı.

Devamını Oku

Uluslararası Temiz Enerji Günü, Ankara’daki panelde taçlandırıldı

Uluslararası Temiz Enerji Günü, Ankara’daki panelde taçlandırıldı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Temiz Enerji Günü ilan edilen 26 Ocak, Acil Bir Çağrı: Temiz Enerjiye Adil ve Kapsayıcı Bir Geçiş” temasıyla Ankarada düzenlenen panelle taçlandırıldı. Dünyanın farklı ülkelerinden eğitimci ve öğrencilerin katıldığı etkinliğin açılış konuşmasını, Lycée Français Charles de Gaulle öğrencisi Demir Çolak yaptı.

 

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) kuruluş günü olan 26 Ocak, geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Temiz Enerji Günü” ilan edildi. Bu önemli gün, “Acil Bir Çağrı: Temiz Enerjiye Adil ve Kapsayıcı Bir Geçiş” temasıyla Ankara’daki Temelli Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelle taçlandırıldı. Dünyanın dört bir yanından eğitimci ve öğrencilerin katıldığı panelde, küresel çapta temiz enerjiye geçişe dair farkındalık oluşturulması amacıyla konuşmalar yapıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını, Lycée Français Charles de Gaulle Ankara öğrencisi Demir Çolak gerçekleştirdi.

Demir Çolak: Kararlı ve temiz bir enerji sistemi için mücadele etmeliyiz”

 

Eğitim gördüğü okulunda eko-delege olarak da görev yapan Demir Çolak, uluslararası düzeyde temiz enerjiye geçişin aciliyeti hususunda toplumu bilinçlendirmek amacıyla yaptığı açılış konuşmasında, “Eğitim, temiz enerjiye geçiş ve sürdürülebilir kalkınmanın anahtarıdır. Genç nesiller olarak, temiz enerjiye adil bir geçişi sağlamak için tüm gücümüzle mücadele etmeliyiz” diyerek konuya dair detaylı bilgiler paylaştı.

 

2030’da 2 milyar kişinin yemek pişirmek gibi temel ihtiyaçlarında çevreyi kirleten yakıtlara bağlı elektrik enerjisini kullanmaya devam edeceğini belirten Demir Çolak, “Küresel elektrik kullanımı hızla artıyor. Bu da kararlı ve temiz bir enerji sisteminin gerekliliğini daha da ön plana çıkarıyor. Dolayısıyla ülkeler, uygun maliyetli, güvenilir ve sürdürülebilir bir enerji sistemine geçişi hızlandırmak için yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapabilir. Ayrıca enerji verimliliğini esas alan uygulamaları önceliklendirebilir ve temiz enerji teknolojilerini benimseyebilirler” ifadelerini kullandı.

 

Türkiyenin %77si iklim krizi konusunda endişeli

 

Öyle ki 77 ülkede 73 binden fazla kişiyle yaptığı anketten hareketle ülkelerin %85’inin fosil yakıtlardan temiz enerjiye geçişi beklediğini ortaya koyan Dünya Ekonomik Forumu’na göre, dünya genelinde her 10 kişiden altısı iklim değişikliğine karşı endişeli olduğunu bildiriyor. Araştırmaya katılanların yarısından fazlası (%53) iklim krizi hakkında geçen yıla göre daha fazla kaygı duyduklarını söylerken, nüfusunun %77’sinin tedirgin hissettiği Türkiye, küresel çapta dördüncü sırada konumlanıyor. Ankara’daki panele katılan konuşmacılar da bu konuya dikkat çekerek insanların ve gezegenin yararına adil ve kapsayıcı bir geçiş için harekete geçilmesi için çağrıda bulundu.

 

685 milyon insan elektriksiz yaşıyor!

 

Panelin konuşmacılarından UNESCO Eğitimi Yeşillendirme Ortaklığı Türkiye Üyesi Çelebi Kalkan, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini vurgularken birçok ülkenin enerji geçişlerini desteklemek için küresel işbirliği hedefleri olduğunu ifade etti. CleanTech ve Rüzgar Enerjisi Politikaları Danışmanı Pınar Ünsal ise temiz enerjiyle emisyonları azaltmanın yanı sıra, güvenilir enerji kaynaklarına erişim eksikliği yaşayan toplulukların da yararına olması gerektiğini bildirerek şu değerlendirmede bulundu:

 

“Bugün dünyada 685 milyon insanın elektriksiz yaşıyor. Bunların %80’inden fazlası, Sahra Altı Afrika ülkelerinde bulunuyor. Bu veriler, temiz enerjiye erişimi düzenleyen ve teşvik eden politikaları olmayan toplulukların eğitim, sağlık hizmetleri ve ekonomik fırsatlar açısından büyük zorluklar yaşadığını gözler önüne seriyor. Bu bölgelerde hâlâ kirliliğe neden olan fosil yakıtlara bağımlı kalınması, yoksulluğu körüklüyor ve toplumların gelişimini engelliyor.”

 

Fosil yakıtlar, gezegenimizin geleceğini tehdit ediyor”

 

Panelin son konuşmacısı olan Elektrik-Elektronik Mühendisi ve Yenilenebilir Enerji Danışmanı Serhat Şahin ise konuyu şu sözlerle ele aldı: “Yalnızca 2022 yılında elektriğe erişimi olmayan insanların sayısının 10 milyon artması, dünya genelinde sürdürülebilir kalkınma hedefleri için acil bir alarm niteliği taşıyor. Elektrik hatları, şebeke iyileştirmeleri ve rüzgar enerjisi gibi yeni teknolojilerin kullanımının yaygınlaşmasıyla temiz enerjiye geçiş, iklim değişikliğiyle mücadelede hayati öneme sahip. Çünkü sera gazlarının büyük bir kısmını oluşturan fosil yakıtlar, gezegenimizin varlığını ve geleceğini tehdit ediyor.”

Devamını Oku

OKX TR ile Hazine Avı Başladı

OKX TR ile Hazine Avı Başladı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 


OKX TR, Hazine Avı Kampanyası” ile kullanıcılarına keşif ve ödül dolu bir deneyim yaşatıyor

Türkiye’nin önde gelen kripto varlık platformlarından OKX TR, kullanıcılarını 23-31 Ocak 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Hazine Avı Kampanyası’na davet ediyor. Bu etkinlikte, görevleri tamamlayarak hazine sandıkları toplayan katılımcılar, MacBook Pro, iPhone 16, PlayStation 5 ve birbirinden değerli ödüllere ulaşma şansı elde ediyor. Kampanya, kullanıcıların platformla etkileşimlerini artırmayı ve kripto dünyasına eğlenceli bir giriş yapmalarını hedefliyor.

Görevleri Tamamla, Hazine Sandığını Topla
Kampanyaya katılmak için OKX TR platformunda “Hemen Katıl” butonuna tıklamak ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik doğrulamasını tamamlamak yeterli. Katılımcılar, belirlenen görevleri tamamlayarak her bir görev için bir hazine sandığı kazanıyor. Ödüller, “ilk gelen alır” esasına göre sınırlı sayıda dağıtılıyor ve katılımcılara platformu daha yakından tanıma fırsatı sunuyor.

Güvenli ve Etkileşimli Bir Deneyim
OKX TR, kampanyanın yasal uyumluluğuna büyük önem veriyor. Bu etkinlik, herhangi bir yatırım tavsiyesi ya da kazanç sağlama garantisi sunmamakla birlikte, kullanıcıların platformla etkileşimlerini artırmayı ve kripto dünyasını keşfetmelerini amaçlıyor.

Bu içerik, yatırım tavsiyesi değildir ve dijital varlıkların alınıp satılmasına yönelik teklif veya talep teşkil etmez.

OKX TR Kripto Varlık Alım Satım Platformu A.Ş.

Devamını Oku

Pastel, yenileyici cilt bakım serumu Glassy Glow’un faydalarını verilerle kanıtladı

Pastel, yenileyici cilt bakım serumu Glassy Glow’un faydalarını verilerle kanıtladı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yerli kozmetik markası Pastel, Glassy Glow yenileyici cilt bakım serumu ile günlük cilt bakımı ve makyaj rutinini birleştiriyor. Taze, aydınlık ve sağlıklı bir cildi mümkün kılarken enerjik bir görünüm kazandırıyor. Bağımsız bir kuruluşun kullanıcılarla gerçekleştirdiği araştırmaya göre de katılımcıların %92’si bu faydaları doğruluyor.

 

İSTANBUL — Cilt bakım rutinlerinin vazgeçilmezi haline gelen serumlar, sadece genç kalmak ya da cilt tonunu eşitlemek için değil, soğuk havalarda ve makyaj öncesinde cildi derinden beslemek isteyenlerin de tercihi oluyor. Türkiye’nin kozmetik markası Pastel ise günlük cilt bakımı ve makyaj rutinini birleştirdiği Glassy Glow yenileyici cilt bakım serumu ile taze, aydınlık ve sağlıklı görünen bir cildi mümkün kılıyor. Ultra ince sedefler içeren ipeksi ve hafif yapısıyla aydınlık ve canlı bir görünüm sağlayan serumuyla cildin nemini artırıyor.

 

Güçlü içeriği ile cildi onararak tazeliyor

 

“Anında Yenilen, Anında Işılda” mottosuyla cam gibi bir cilt yaratmak için harekete geçen Pastel, Glassy Glow serumuyla kullanıcılarına birçok faydayı birilikte sunuyor. Serum, hyalüronik asit içeriği ile cildin nemini artırırken nonapeptid-1 aktif kompleks içeriği sayesinde de göz altı dahil, tüm ciltteki yorgunluk görünümünü azaltıyor. Böylece cilde parlak bir görünüm kazandırıyor. Düzenli kullanıldığı takdirde cilt görünümünü iyileştirirken cildi onararak yenilenmesine yardımcı oluyor.

 

Kullanıcıların %92’si bu faydaları doğruladı

 

Yerli kozmetik markası Pastel’in makyaj ve cilt bakımını bir araya getirdiği ‘makeuptoskincare’ ailesinin bir üyesi olarak öne çıkan Glassy Glow aydınlatıcı serum, içeriğindeki etkili bileşenlerle cildi derinlemesine nemlendiriyor. Makyajlı ya da makyajsız fark etmeksizin her durumda kullanılabilen Glassy Glow, doğal bir ışıltı sunuyor. Cilt bakımını herkes için zahmetsiz bir deneyime dönüştürüyor. Öyle ki bağımsız bir kurum tarafından 28 gün boyunca, serumu kullanan 25 gönüllü kadın üzerinde test edilen serumlara dair elde edilen çıktılar da bu bulguları doğruluyor.

 

Bu kapsamda Glassy Glow kullanıcılarının %92’si, serumun ciltte iyileşme ve yenileme sağladığını klinik testlerle onayladı. Katılımcıların %84’üne göre ilk kullanım sonrasında ciltleri anında doğal ve ışıltılı bir görünüme kavuştu ve nemlenerek tazelendi. %84’üne göre ise 4 hafta sonunda cildin doğal parlaklığı ve nem yoğunluğu arttı. Böylece cilt taze görünüme kavuştu. Pastel bu sayede, hem bakım yapıp hem de etkileyici bir görünüme ulaşmak isteyen kullanıcıları için serumunun faydalarını verilerle ortaya koydu.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.