23 Ocak 2025 Perşembe
Kuruluşlara kayda değer finansal ve operasyonel zararlar veren “mesleki dolandırıcılık”, küresel ölçekte çözülmeyi bekleyen önemli bir sorun olmayı sürdürüyor. 2024 Mesleki Suistimal Raporu‘na (2024 Occupational Fraud Report to the Nations) göre, dünya genelinde kuruluşlar, yıllık gelirlerinin yaklaşık %5’ini bu tür suistimaller nedeniyle kaybediyor. Bu oran, toplamda 5 trilyon doları aşan muazzam bir kayba işaret ediyor. Rapor, 138 ülkeden 1.921 vakayı inceleyerek vaka başına ortalama 1,7 milyon dolarlık bir mali yükün ortaya çıktığını ve içeriden gelen tehditlere karşı etkili önleyici mekanizmaların ne denli hayati bir ihtiyaç olduğunu gözler önüne seriyor. Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği (ACFE) tarafından hazırlanan bu kapsamlı çalışma, 22 farklı sektörde 31,1 milyar doları aşan kayıplara dikkat çekerek, dolandırıcılığın yıkıcı etkilerini bir kez daha ortaya koyuyor.
Dolandırıcılık failleri arasında daha az sayıda olmalarına rağmen, yöneticiler ve işletme sahiplerinin sıradan çalışanlara kıyasla yedi kat daha yüksek ortalama kayba neden olması raporun dikkat çeken bulguları arasında yer alıyor. Ayrıca, gizli anlaşma içeren dolandırıcılık planları, bireysel faillerin gerçekleştirdiği planlara oranla dört kat daha fazla ortalama kayıpla sonuçlanarak bu tür eylemlerin yıkıcılığını artırıyor. Dolandırıcıların %84’ü, olanaklarının ötesinde bir yaşam tarzı sürdürmek veya tedarikçilerle alışılmadık derecede yakın ilişkiler kurmak gibi davranışsal risk işaretleri sergiliyor. Bu bulgular, çalışan davranışlarının etkin şekilde izlenmesinin önemine vurgu yapıyor. Vakaların %43’ü, ihbarlar sayesinde ortaya çıkarılırken, yardım hatları ve ani denetimler gibi proaktif kontroller de dolandırıcılık tespitinde kayda değer bir katkı sağlıyor. Ancak, endişe verici bir şekilde, vakaların yarısından fazlası zayıf iç kontrol sistemleri nedeniyle daha da ağırlaşıyor. Bu durum, kuruluşların sağlam ve etkin dolandırıcılık önleme stratejilerini bir an önce uygulamaları gerektiğini açıkça gösteriyor.
Dolandırıcılar taktiklerini geliştirdikçe, işletmelerin de varlıklarını korumak için kapsamlı çözümler benimsemesi gerekiyor. İşte bu noktada dikkat çeken şirket Zecurion, Veri Kaybını Önleme (DLP) ile Veri Merkezli Denetim ve Koruma (DCAP) teknolojilerinin benzersiz bir kombinasyonunu sunarak siber güvenliğe hem veri merkezli hem de insan merkezli yaklaşımlar sağlıyor. Yeni Nesil Veri Kaybı Önleme (DLP) çözümlerinin önde gelen sağlayıcılarından biri olan Zecurion’un ekosistemi erken önleme, hibrit politika uygulaması ve derinlemesine incelemeler için etkili bir çerçeve sunuyor. Birleşik raporlar ve uyarılar, yanlış pozitifleri azaltıyor ve veri etkinliği hakkında ayrıntılı bilgiler sunarak güvenlik ekiplerinin hızlı ve etkili bir şekilde yanıt vermesine imkan sağlıyor.
Zecurion’un DLP Keşif Modülü, gelişmiş teknolojileri kullanarak hassas verileri tespit ediyor, sınıflandırıyor ve depolama politikalarıyla uyumluluğu sağlıyor. İhlaller, uç noktaları korumak için bildirimler, aktarımlar veya silmeler gibi acil eylemleri tetikleyebiliyor. DCAP çözümü, veri geçmişini oluşturulmasından taşınmasına kadar izleyerek erken olay tespitine ve adli soruşturmalara yardımcı oluyor. Zecurion, 100’den fazla hizmette veri akışını izleyerek yetkisiz erişim ve sızıntı risklerini en aza indiriyor. Soruşturma Modülü, görevlerin 360° görünümü ile iş akışlarını basitleştirerek siber güvenlik ekibinin iş yükünü azaltıyor. Ekran fotoğrafçılığını 0,06 saniyede engelleyen Ekran Fotoğrafı Dedektörü gibi özellikler, Zecurion’un içeriden tehdit önlemeye yönelik yenilikçi yaklaşımını vurguluyor. DLP’yi DCAP ile entegre eden Zecurion, dosya kullanımı, anormallikler ve altyapı durumu hakkında 150’den fazla rapor dahil olmak üzere benzersiz yetenekler sunuyor. Modüller birlikte, gelişmiş anomali tespiti ve davranışsal analitik ile proaktif tehdit tespitine olanak tanıyarak ortamlar genelinde dosya ve olay etkinliği hakkında kapsamlı bilgiler sağlıyor.
“Zecurion’un bütünsel ekosistemi, veri görünürlüğünü kullanıcı davranış analizi ile birleştirerek benzersiz bir koruma sağlar. Modüler mimari, kuruluşların benzersiz zorlukları ve öncelikleri ele alarak siber güvenlik çerçevelerini özelleştirmelerine olanak tanır” açıklamasını yapan Zecurion Kurucu Ortağı ve CEO’su Alexey Raevsky sözlerine şöyle devam ediyor: “Zecurion’un çözümleri, uzak iş gücünü yönetmekten gölge kopyaları tespit etmeye kadar modern siber güvenlik taleplerini karşılayacak şekilde uyarlanmıştır.”
İçeriden gelen tehditlerin giderek daha sofistike hale geldiği bir çağda, işletmelerin Zecurion’un DLP + DCAP ekosistemi gibi gelişmiş teknolojileri benimsemesi bir gereklilik arz ediyor. Veri yaşam döngüsü yönetimi, çalışan davranışlarının izlenmesi ve yenilikçi tespit mekanizmalarına odaklanan Zecurion, içeriden gelen tehditlere karşı kapsamlı koruma sağlayarak işletmelere en değerli varlıklarını koruyabilme imkanı sunuyor.
Çevrimiçi seyahat platformu Turna.com, uçak, otobüs, feribot bileti ve otel rezervasyonu kategorilerine ek olarak araç kiralama hizmeti de sunmaya başladığını duyurdu. Bu yeni hizmet, seyahat planlarını daha pratik hale getirmek isteyenler için önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Seyahat platformları arasındaki rekabet artarken Turna.com, hizmet alanını bir adım daha ileri taşıyacak adımı attı. Araç kiralama adımı, çevrimiçi platformun hizmet portföyünü genişletirken, kullanıcıların farklı ihtiyaçlarını tek bir noktadan karşılamaları için bir boşluğu daha dolduracak.
Rekabetçi Fiyatlarla Yurt İçi ve Yurt Dışında Araç Kiralama İmkanı
Farklı bütçelere ve ihtiyaçlara hitap eden araç seçenekleriyle Turna.com, kullanıcılarının seyahatlerini kolayca planlamalarına olanak tanıyor. 100’den fazla yerel ve global firma ile iş birliği yapan çevrimiçi platform, ekonomik araçlardan lüks modellere, geniş aile araçlarından spor otomobillere kadar birçok seçeneği bir arada sunuyor. Ayrıca, fiyat karşılaştırma ve hızlı rezervasyon imkanı sayesinde araç kiralama sürecini pratik hale getiriyor.
Araç Kiralamada Kredi Kartı Puanı Kullanımı
Turna.com’un kullanıcı dostu tasarımı, araç kiralama işlemlerini hızlandırırken, maliyetleri de azaltmaya yardımcı oluyor. Ayrıca, Turna.com’un kredi kartı puanı aktarma özelliği sayesinde, kullanıcılar kredi kartı puanlarını otel rezervasyonları, uçak, otobüs ve feribot biletlerinde olduğu gibi araç kiralama işlemlerinde de kullanabiliyor.
Turna.com’un Yeni Hizmetine Özel %30 İndirim Kampanyası
Turna.com, araç kiralama kategorisinin lansmanını %30 indirim kampanyasıyla duyurdu. Kampanyadan yararlanmak isteyen kullanıcılar, rezervasyon işlemleri sırasında ARAC30 indirim kodunu kullanarak %30 net indirim fırsatından faydalanabiliyor. Seçili firmalarda sunulan bu avantajlı kampanya, 31 Ocak 2025 tarihine kadar yapılan rezervasyonlarda ve 28 Şubat 2025 tarihine kadar gerçekleştirilecek yurt içi kiralamalarda geçerli olacak. Lansmana özel bu indirim, seyahat planlamasında bütçe dostu çözümler arayan kullanıcılar için önemli bir avantaj sunarken, araç kiralama deneyimini çok daha ekonomik hale getiriyor. Kampanya detayları için:
Seyahatler için Tüm İhtiyaçlar Tek Platformda
Geçtiğimiz aylarda otel rezervasyonu kategorisini kullanıcılarıyla buluşturan platform, bu kategoride çok yakında 1 milyon otel seçeneği sunacağını açıkladı. Araç kiralama ve otel rezervasyonu gibi önemli kategorileri sistemine dahil eden Turna.com, tüm hizmetlerini kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda şekillendiriyor. Böylece seyahatseverler, tüm seyahat ihtiyaçlarını tek bir platformdan pratik ve hızlı şekilde karşılayabiliyor. Turna.com, seyahat alanındaki teknolojik yeniliklere odaklanarak gelecekte hizmet yelpazesini daha da genişletmeyi hedefliyor.
Turna.com hakkında
2014 yılında kurulan çevrimiçi seyahat platformu Turna.com, uçak, otobüs ve feribot bileti, araç kiralama ile otel rezervasyonu gibi birçok seyahat hizmetini bir arada sunmaktadır. Akıllı uçuş ve sefer algoritmaları, esnek rezervasyon ve iptal seçenekleri, kredi kartı puanı aktarma gibi özelliklerle seyahat planlamayı kolay ve avantajlı hale getiren Turna.com, teknolojik yatırımlarını sürdürerek kullanıcılarına daha gelişmiş bir deneyim sunmayı amaçlamaktadır.
Yeni bir yılla birlikte şirketler de sürdürülebilir başarı ve direncin anahtarını aramaya başladı. 10 küresel yöneticiden 9’u önümüzdeki altı ay içinde çalışanların becerilerini geliştirmeye yatırım yapmayı planlarken, kurumsal eğitimler yapay zeka çağında ilerlemenin lokomotifi oldu. Başarının sırrının öğrenme programlarını şirket stratejisiyle uyumlu kılmaktan geçtiğine dikkat çeken çevrimiçi değerlendirme platformu ise iş dünyasının 2024 karnesini değerlendirirken, yeni yıla dair öngörülerini paylaştı.
İSTANBUL — 2025’e henüz adım attığımız bugünlerde şirketlerin büyüme hedeflerinde temel taşlar yer değiştiriyor, birinci sıraya çalışanlar yerleşiyor. Yapay zekanın kapsama alanını genişlettiği iş dünyasında basamak atlamanın yolu kurumsal eğitimlerden geçiyor. LinkedIn Yönetici Güven Endeksi’ne göre de yapay zekanın etkisindeki bir çağda çalışan becerilerini geliştirmek, artık sadece kişisel değil, organizasyonel başarı için de öncelik haline geliyor.
Şirketlerin başarısının anahtarının öğrenme programlarını iş stratejileriyle uyumlu hale getirmekte ve doğru ölçümlemelerde bulunduğuna dikkat çeken TestInvite Kurucusu Mustafa Ekim,
“2024, liderlik gelişimi, dijital beceriler, iletişim ve işbirliği gibi yeteneklerin yanı sıra, özellikle akıl yürütme gibi bilişsel becerilere olan ihtiyacın arttığı bir yıl oldu. Şirketler, hızla değişen iş dünyasında çalışanların kritik düşünme, karar verme ve problemleri soyut bir şekilde ele alabilme yeteneklerini geliştirmeyi önceliklendirdi. Bununla birlikte, veri analizi, dijital araçların etkin kullanımı ve çevik çalışma metodolojilerine yönelik eğitimler yaygınlaştı” açıklamasını yaptı.
Başarının anahtarı öğrenme programlarını şirket stratejisiyle uyumlu kılmakta
LinkedIn Yönetici Güven Endeksi’ne göre, 10 küresel yöneticiden 9’u, önümüzdeki altı ay içinde öğrenme ve gelişim alanında yatırım yapmayı planlarken; 10 çalışandan sekizi de aldıkları kurumsal eğitimlerin işlerine bir amaç kattığını ve işyerleriyle bağlarını güçlendirdiğini bildiriyor. Ayrıca kariyer hedeflerinde daha doğru ilerlemelerini sağladığını belirtirken, dünyadaki kuruluşların yalnızca %40’ının olgunlaştırılmış bir kariyer geliştirme girişimlerine sahip olduğu kaydediliyor.
2025’te yapay zeka uyumlu eğitim modelleri daha fazla talep görecek diyen Mustafa Ekim, “Yapay zeka, çalışanların bireysel ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş öğrenme yolları sunarak eğitim süreçlerini destekleyecek. Ancak bunun için yapay zekanın eğitimlere ve ölçüm sistemlerine doğru entegre edildiği sistemler gerekecek. Biz de kurumsal eğitimde ölçme ve değerlendirme süreçlerini stratejik bir şekilde yönetmek isteyen şirketler için yeni nesil bir çözüm sunan çevrimiçi değerlendirme platformu olarak, tam da bu noktada devreye giriyoruz. Organizasyonların çalışan gelişimini ve kurumsal hedeflerini birleştiren yenilikçi bir sistem olarak öne çıkıyoruz” dedi.
“Hizmet verdiğimiz kurum sayısını %50 artıracağız
Eğitimleri yalnızca bir operasyonel araç olarak değil, aynı zamanda organizasyonların stratejik büyüme hedeflerini destekleyen bir süreç olarak ele aldıklarını belirten TestInvite Kurucusu Mustafa Ekim, “Bireysel gelişimden kurumsal başarıya kadar her adımda fark yaratmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda sınav oluşturucu modülümüz sayesinde, eğitim profesyonellerine zamandan tasarruf ettirirken, sınav süreçlerinin etkinliğini artırıyoruz. Eğitim departmanlarının kolayca oluşturabileceği sınavlar, hem çalışanların yetkinliklerini ölçmek hem de öğrenme hedeflerini desteklemek için özel olarak tasarlanıyor. Ayrıca, kopya çekmeyi engelleyen yapay zeka destekli güvenlik teknolojileri ile sınav sonuçlarının güvenilirliğini en üst seviyeye taşıyoruz. İzlenebilir ve güvenilir sınav sonuçlarımız, eğitim profesyonellerine yalnızca çalışanların bilgi düzeyini değerlendirme fırsatı sunmakla kalmıyor. Aynı zamanda hangi alanların geliştirilmesi gerektiğini tespit ederek daha etkili öğrenme stratejileri oluşturma imkanı tanıyor” diyerek yapay zeka destekli sistemlerinin faydalarını şöyle paylaştı:
“Geleneksel sınav yöntemlerine kıyasla çok daha kapsamlı ve etkili bir değerlendirme süreci sunarak başarı oranını önemli ölçüde artırıyoruz. Adayların sadece bilgi değil, yetkinlik, davranış ve potansiyellerinin de değerlendirilmesine olanak tanıyoruz. Farklı sektörlerdeki ihtiyaçlara yönelik esnek ve güvenilir çözümler sunarak geniş bir kitleye hitap ediyoruz. Geçtiğimiz yıl 300’den fazla kuruma hizmet verirken en çok farmakoloji, otomotiv sektörlerinden talep aldık. Dünyanın önde gelen üniversiteleri de sistemimizden faydalandı. Teknolojik dönüşüm ve regülasyonların ışığında 2025’te teknoloji, sağlık, finans, bankacılık ve enerji gibi sektörlerden de talep alacağımızı öngörüyoruz. Hizmet verdiğimiz kurum sayısını %50 oranında artırmayı hedefliyoruz.”
“Yapay zekayı her düzeyde ve alanda optimize edeceğiz”
Bu yıl yapay zekayı her düzeyde optimize edeceklerini söyleyen Mustafa Ekim, “Kullanıcı deneyimini ve işlevselliğini daha da geliştirmek adına çeşitli yenilikler planlıyoruz. Yapay zeka destekli analizlerle adayların eksik olduğu alanları tespit edip, bu alanlara yönelik özel eğitim içerikleri ve sınav önerileri sunmayı hedefliyoruz. Bu özellik, bireysel öğrenme deneyimini iyileştirmek için önemli bir adım olacak. Kullanıcıların sınav sonuçlarını daha detaylı inceleyebilmesi için interaktif ve görsel raporlama özellikleri de sunacağız. Ayrıca farklı sektörlerin ihtiyaçlarına uygun özel test şablonları geliştiriyor ve kullanıcı deneyimini iyileştirmek için modern bir arayüz tasarımı hazırlıyoruz. Popüler öğrenme yönetimi sistemi (LMS) platformlarıyla daha güçlü entegrasyonlar sağlayarak, kullanıcıların TestInvite’ı mevcut sistemlerine kolayca entegre etmesine olanak tanıyacağız” ifadelerini kullanarak sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Test uygulamaları, çalışan bağlılığı, gelişimi ve verimliliği üzerinde doğrudan ve olumlu bir etkiye sahip. Bu üç alanın birbiriyle güçlü bir şekilde bağlantılı olduğu düşünüldüğünde test uygulamaları, hem bireysel hem de kurumsal başarıyı artırmak için vazgeçilmez bir araç haline geliyor. Yalnızca çalışan gelişimi ve verimliliğini değil, aynı zamanda çalışan bağlılığını artırma konusunda da kilit bir rol oynuyor. Bu etkiyi sürdürülebilir kılmak için eğitim süreçlerini mentorluk ve geribildirim mekanizmalarıyla desteklemek, kurumsal başarıyı ileri taşıyacaktır. Biz de kurumların gelecekteki stratejik hedeflerine ulaşmaları için rehberlik ediyor, eğitim ve gelişim süreçlerinde güvenilirlik ve verimliliği standartlaştırıyoruz.”
2024’te kripto para birimlerinin benimsenmesi artarken, sektör siber suçluların hedefi olmayı sürdürdü. Güncel veriler, 2024’te kripto şirketlerinin hack ve dolandırıcılık olaylarıyla 3 milyar dolar kaybettiğini ortaya koydu.
Son dönemde küresel benimsemesi artan ve Türkiye’de de günden güne yaygınlaşan kripto para sektörü, 2024’te de siber suçluların hedefi olmaktan kurtulamadı. Peckshield tarafından paylaşılan güncel veriler, kripto para sektörünün 2024’te siber saldırılar, hack’ler ve dolandırıcılık girişimleriyle 3 milyar dolar kayıp yaşadığını ortaya koydu. Avukat Mehmet Dursun, kripto suçlarının yaygınlığına ve mağduriyetten korunma yollarına dair değerlendirmelerini paylaştı.
Türkiye’de kripto benimsemesi arttıkça bu konudaki suç girişimlerinin ve hukuki ihtiyaçların da arttığını kaydeden Avukat Mehmet Dursun, “Kripto regülasyonu onaylandı ve yatırımcıları koruyacak yenilikler yürürlüğe girdi. Ancak bu, bireysel kullanıcıların bu konuda temkinli olması gerekliliğini ortadan kaldırmıyor. Kripto paralar, merkeziyetsiz yapıları ve anonimlik özellikleri nedeniyle siber suçlar için bir cazibe merkezi haline geldi” dedi.
Suçluların bir numaralı ödeme aracı: Kripto
Son dönemde medyada sıkça yer bulan ve son olarak bir video haber platformunun yayımladığı belgeselle yeniden gündeme gelen, kişisel verilerinin satıldığı “panel” tartışmalarına değinen Avukat Mehmet Dursun, “Söz konusu video belgeselde çeşitli suç forumlarından elde edilen ekran görüntülerine yer verilmiş. Bu görüntülerde siber zorbalık gibi suç teşkil eden eylemleri ‘hizmet’ olarak sunan siber suçlular, ödemeleri kripto para yoluyla aldıklarını yazıyor. Öte yandan siber saldırganlar, fidye yazılımı ve oltalama gibi yöntemlerle bilgisayarlarına veya ağlarına sızdıkları birey veya şirketlerden, kripto parayla fidye talep ediyor. Üstelik çoğu zaman fidye talebini karşılamak da bu kişilerden kurtuluşun anahtarı olmuyor. Kripto, sosyal mühendislik ve manipülasyondan suç gelirlerinin aklanmasına, Ponzi şemalarından yasa dışı madde ticaretine kadar uzanan pek çok suç alanında ödeme aracı olarak kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
Kripto para dolandırıcılığı, “nitelikli dolandırıcılık” sayılıyor
Örneklerine daha çok dünyada rastlansa da Türkiye’de de kapanan kripto para borsaları ve ortadan kaybolan kripto para projeleriyle dolandırıcılık vakalarına rastlandığını dile getiren Avukat Mehmet Dursun, “Kısa zamanda yüksek getiri vaadiyle kullanıcıların ilgisini çeken ve sosyal medyada yapılan iletişim çalışmalarıyla öne çıkarılan kripto borsaları ve kripto para projeleri de pump & dump gibi yöntemlerle dolandırıcılık konusu haline gelebiliyor. Türk Ceza Kanunu’na göre, kripto para dolandırıcılığı ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçu kapsamında değerlendiriliyor. Bu gibi vakalar 3 ila 10 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezasına çarptırılıyor” ifadelerini kullandı.
Kripto para yatırımcılarının yalnızca güvendikleri, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından denetlenen, regülasyonlara uyumlu platformları tercih etmeleri gerektiğine değinen Avukat Mehmet Dursun,
“Kullanıcılar yalnızca platform güvenliğiyle de sınırlı kalmamalı. İki faktörlü doğrulama, güçlü şifre ve hatta gerekiyorsa soğuk cüzdan gibi güvenlik önlemlerine yönelmeli” diye konuştu.
Dünyanın her yerinde hukuki gelişmelerin gelişen teknolojiyi takip ettiğini, yeni teknolojilerin oluşturduğu risklere hukuken uyum sağlanmasının vakit aldığını belirten Avukat Mehmet Dursun, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Bilişim suçları ve siber dolandırıcılıklar, anonimliğin gücüyle özellikle kripto paralar yaygınlaştıkça artıyor. Hukuki güvenlik tedbirleri alınmadan dijital dünyada hareket etmek, büyük riskler taşıyor. Şirketlerin ve bireylerin, dijital dünyada hukuki güvence sağlamak için, konusunda uzman hukukçu ve bilişimcilerden destek alması gerekiyor. Teknolojinin gelişimiyle evrimleşen dijital suçlar karşısında bireylerin farkındalık kazanması ve bu alanda çalışan uzman kişilerden yardım almaları kendi menfaatlerine olacaktır.
Son dönemde kripto para piyasalarındaki hareketlilik ve işlem hacimleri yukarı yönlü seyrederken yatırımcıların hayatını kolaylaştıracak alım satım araçlarına duyduğu ihtiyaç da arttı. CoinTR, tüm piyasa koşullarına uygun otomatik işlemler yapmayı kolaylaştıran Spot Grid Trading Bot özelliğini duyurdu.
Kripto para piyasasının toplam değerini 3,5 trilyon doların üzerine taşıdığı bu günlerde işlem hacimlerinde hareketlilik göze çarparken, yatırımcıların işlem planlamalarını yapabilecekleri ve piyasa koşullarını avantaja çevirebilecekleri alım satım araçlarına duyduğu ihtiyaç da arttı. Üç yıldır faaliyet gösteren Sermaye Piyasası Kurulu uyumlu yerli kripto para borsası CoinTR, tüm piyasa koşullarına uygun işlemleri otomatikleştirme olanağı sunan yapay zeka destekli yeni özelliği Spot Grid Trading Botu duyurdu.
Spot Grid Trading Botu ile ilgili görüşlerini açıklayan CoinTR CEO’su Ali Eşelioğlu, “Piyasa hareketliliğinin yüksek olduğu dönemde fırsatları kaçırmamak ve doğru kararlar almak önem kazanıyor. Alım satım botları bu dönemlerde yatırımcılara etkin stratejiler geliştirme fırsatı sunuyor. CoinTR olarak, Spot Grid Trading Bot aracını sunan ikinci yerel borsa olduk. Ürünümüzü henüz birçok global borsanın bile sahip olmadığı fonksiyonlarla geliştirdik. Bu da kripto yatırımları için gelişmiş araçlar sunan öncü borsa olma vizyonumuzu destekliyor” dedi.
Yapay zeka moduyla kolayca kullanabilme imkanı sunuyor
Gelişmiş yatırım stratejileri kullanan yatırımcıların sıkça tercih ettiği araçlardan biri olan Spot Grid Trading Bot, piyasa volatilitesini avantaja dönüştürmek ve dalgalanmalarda da yatırımcının kâr etmesini sağlamak üzerine kurgulanmıştır. Temelde düşükten alıp yüksekten satma stratejilerine odaklanan, yapay zeka desteğiyle kolayca kullanma olanağı sunan ve alım satım işlemlerini otomatikleştiren araç, kullanıcıların kripto işlem stratejilerini 7/24 yürütebilmesine ve birebir takip yapmamasına destek oluyor.
Manuel mod ile botun nasıl çalışması gerektiğine kullanıcıların da karar verebildiğini hatırlatan Ali Eşelioğlu, “CoinTR Spot Grid Trading Bot, normal, tersine ve nötr strateji opsiyonları sayesinde gerek yatay, gerek yukarı ya da aşağı yönlü hareket eden piyasa koşullarında en geçerli stratejileri geliştirme olanağı sunuyor. Bu sayede gerek yeni başlayan gerek deneyimli kullanıcılar, yatırım hedeflerine ve risk toleranslarına göre strateji kurup risk yönetimlerini etkin bir biçimde yürütebiliyor. Düzenli olarak piyasa takibi ihtiyacını büyük ölçüde ortadan kaldıran CoinTR Spot Grid Bot, kolay, hızlı ve güvenli işlemleri tüm kullanıcılar için erişilebilir kılıyor” ifadelerini kullandı.
Yerli borsa ürün stratejisiyle de ayrışıyor
CoinTR’nin platformunu erişilebilirlik, kullanıcı odaklılık ve üst düzey güvenlik ilkeleriyle geliştirdiğine dikkat çeken Ali Eşelioğlu, “CoinTR sermaye piyasalarında deneyimli bir ekip tarafından güncel ürün geliştirme stratejileriyle inşa ediliyor. Kullanıcı dostu ve hızlı arayüz, CoinTR’nin yüksek likiditesi sayesinde desteklenirken gelişmiş kripto alım satım araçlarıyla kullanıcıların piyasalardaki işlem kabiliyetleri de artırılıyor. 250’den fazla kripto para biriminde 7/24 Türk Lirasıyla işlem yapma olanağı sunan CoinTR, Auto-Invest ürün grubu altında geliştirdiği yatırım araçlarıyla kullanıcıların kriptodan elde ettikleri tasarrufları özelleştirilebilir planlarla ve düşük riskle büyütmesi sağlanıyor. Üstelik CoinTR’de tüm işlemler rekabetçi işlem ücretleriyle gerçekleştiriliyor” diye konuştu.
“CoinTR her hafta yenileniyor”
Marka kimliği yenileme, Türkiye’de hizmet durdurma kararı alan global bir borsanın yerel platformunu satın alma, düzenli ve büyük ölçekli pazarlama çalışmaları ve SPK düzenlemeleri ile tam uyum gibi stratejik adımlarla tamamladıkları 2024’ün ardından 2025’te iddialı büyüme hedeflerine sahip olduklarını dile getiren CoinTR CEO’su Ali Eşelioğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:
”Türkiye’de kripto varlık yasasının ayrıntıları netleştikçe yerli kripto varlık hizmet sağlayıcılar arasındaki rekabet de günden güne artacak. Bu noktada kullanıcı tercihlerini güvenin yanı sıra teknoloji ve altyapı da belirleyecek. CoinTR olarak kullanıcılarımızın yatırım kararlarını gönül rahatlığıyla alabilmeleri için her hafta yeni ürün güncellemeleri yayımlıyor; arayüzü ve alım satım araçlarımızı iyileştirmeye haftalık bazda devam ediyoruz. Kolay kayıtla piyasa katılım sürecini hızlandıran, sayfa ve tasarım iyileştirmeleriyle kripto trendlerini daha kolay keşfetmeye yarayan, yalnızca spot yatırımları değil; OTC (tezgah üstü) araçlarla yüksek net değerli yatırımcıları ve kurumsal paydaşları da hedefleyen yeniliklerimizi CoinTR Duyuru Merkezi’nde paylaşmayı sürdürüyoruz. CoinTR, kriptonun yeni döneminde herkes için güvenli ve sağlam bir çatı olacak.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.