Enfeksiyonlar, virüsler ve bakterilerin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri yadsınamaz bir gerçek. Her yaş grubundan insanda türlü hastalıklara sebep oluyorlar. Bunların büyük çoğunluğu hayati tehlike yaratmadan rahatça tedavi edilebiliyor. Ancak bazen ölüme varan ciddi sonuçlar yaratabiliyorlar. Tıpkı halk arasında “kan zehirlenmesi” diye anılan sepsiste olduğu gibi…
Sayısal verilere göre her yıl tüm dünyada 47 ila 50 milyon sepsis vakası görülüyor. Bunların 11 milyona yakını ölümle sonuçlanıyor. Dünya çapındaki ölümlerin 5’te 1’inin sepsisle ilişkili olduğu belirtiliyor ve her 2,8 saniyede 1 kişi sepsis nedeniyle hayatını kaybediyor. Son yıllarda sepsis vakalarında artış gözlenmesinin sebepleri arasında yoğun bakım ünitelerinin artması, invaziv girişimlerdeki artış ve ilerleyen yaşın etkisi bulunuyor.
Enfeksiyon hastalıklarına sebep olan parazitler, maya hücreleri kan dolaşımına karışarak tüm vücuda yayılıyor. Bu durum vücut savunma sistemlerini harekete geçiriyor ve kontrolsüz bir yanıt oluşuyor. Sepsis, vücudun neredeyse tüm organlarını etkileyerek ciddi sorunlara yol açabiliyor. Sepsisin belirtileri arasında tansiyon düşüklüğü, nabız yüksekliği, şuur değişiklikleri, üşüme-titreme, yüksek ateş veya düşük ateş gibi durumlar yer alıyor.
Sepsis, immün sistemi baskılanmış kişilerde daha sık görülür. Şeker hastaları, böbrek yetmezliği olanlar, kanserli veya AIDS’li hastalar, ileri yaş grubundakiler risk altındadır. Sepsisin tedavisinde belirtilerin görülmesinden itibaren hızla tedaviye başlanması önemlidir. Gecikmiş tedavi ölüm riskini artırabilir. Tedavi sürecinde mikroplara yönelik ilaçlarla beraber destek tedavileri de uygulanır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.